Zeynep Didem Gezgin
İstanbul'da Yaşamak...
11/08/2016 Yaz aylarında İstanbul bir başka güzel olur. Boğaz’dan vapura binmek, martılara simit atmak, ılık esen rüzgârla saçlarının uçuşması, güneşin her tarafı ısıtması, ağaçlarda çiçeklerin açması, uğur böceklerinin, kelebeklerin ve karıncaların ortaya çıkmaları, yaşamak için çaba sarf etmeleri ve doğayla bütünleşmeleri, bizlere çok güzel görüntüler sunar. İstanbul erguvanlarının ve mimozalarının açıp açmadığını izlemek, kasımpatıların ve lalelerin açması, Emirgan Parkı’nda her mevsimde ayrı güzellikler yaşanması… Kış mevsiminde karın yağması, ağaç dallarının sarkıp yapraklarını dökmesi, çocukların sokaklarda kartopu oynaması, kardan adam yapması ne güzeldir. İstanbul’un zayıf yönleri yok mudur, tabi ki vardır. Bir yandan soğuk havanın bastırmasıyla sabah ve akşam saatlerinde ulaşımda sorunlar yaşanması, bir yandan çaresizlik, bir yandan da fakirlik… Gene de gidilmez bu şehirden. İnsanı adeta büyülemesinden olsa gerek anlatılamayan bir yaşama sevdasıdır İstanbul. Geceleri İstiklal Caddesi ısıl ışıl… Evlerine gidenlerle, eğlenmeye gelenlerle dolu. Ah İstanbul, bazen acı, bazen çok hoş oluyorsun her gün hayatımıza güzellik katarken bir yandan ömürden ömür alıyorsun. Sabahleyin güneşin ilk ışıklarıyla sakaların, serçelerin, kumruların, güvercinlerin ötüşleri, martıların çığlıklarıyla uyanır insanlar. Bir yandan telaş başlar; okula gitme telaşı, işe gitme telaşı sokaklarda. Çöpçüler erken vakitlerde sokakları süpürürken bir yandan kediler miyavlar, bir yandan köpekler havlar, bir yandan hava aydınlanır. Havanın sisli merhabasıyla, vapur sirenlerinin yankıları kısaca yeni bir günün telaşı başlar. Her yerde vardır bu telaş ama İstanbul’da yaşamak daha farklıdır, daha zorludur. Aylardan mart ise daha güzeldir. İstanbul'a sakaların gelip gelmediğini, bülbüllerin ötüp ötmediğini gözlemek, Boğaz'da lüfer ve diğer balık avlarına çıkmak, mehtapta yürümek, denizin yosun kokusunu almak, rüzgârların ve ılık deniz dalgalarının sesini dinlemek çok güzeldir. Eski İstanbul tadını yakalamak için köşe bucak dolaşmak, anıt ağaçlarının ölçüsünü almak, Haliç'teki son kayıkçıyı, son Bulgar sütçüyü, son İstanbul bostanlarında ne ekildiğini takip etmek, İstanbul'da güzel sesli bir müezzinin okuduğu ezana kulak vermek gibi İstanbul'da yaşam bütün güzelliklerini ortaya çıkarır. Zeynep Didem Gezgin |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Merhamet - 06/10/2016 |
Merhamet sözlükte; “acımak, şefkat göstermek” anlamında mastardır. |
Ben ve Çanta - 05/08/2016 |
Kısacası kendinizi, engelli çocuklarınızı ve tanıdıklarınızı hayattan kısıtlamayın. Resim yapsınlar, bir şeyler yazıp karalasınlar. Yeteneklerini keşfetsinler. |
Çocukluğum ve Ramazan Bayramı - 13/07/2016 |
Ramazan Bayramlarında ve diğer günlerde büyüklerimize saygı gösterelim, onları sevelim. |
Hayat Üzerine - 24/06/2016 |
Dünya’ya çok boğulmayınız! Bol bol okuyarak, Az konuşup çok düşünerek, yerinde ve doğru karar verdiğinizi göreceksiniz. |
Eski Ramazan Aylarına Özlem - 13/06/2016 |
Ramazan ayı ile ilgili birkaç konu üzerinde durmak istiyorum. Günümüz Ramazan ayının, manevi ikliminden uzaklaştırılarak eğlence kültürüne çevrilmesi… |
Şehitlerimiz - 11/06/2016 |
Şehitlerimizin ruhları şad, Mekânları Cennet olsun! Ailelerine başsağlığı diliyorum. |
Annem - 24/05/2016 |
Sen benim kalbimde Bir meleksin |
Ne Kardeşsiz Ne de Arkadaşsız Yaşanır Bu Hayat - 05/05/2016 |
Hayatımızdaki ilk arkadaşımız aslında kardeşimizdir. |
Şehitlerimiz - 27/04/2016 |
Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez! |
Devamı |